8 Ocak 2013 Salı

TRİLOBİT FOSİLİ



Trilobit Gözü Bir Yaratılış Harikasıdır
 Trilobitin keşfi ve bu canlı ile ilgili son derece özel yapıların ortaya çıkışı kuşkusuz evrimciler arasında büyük bir rahatsızlık meydana getirdi. Trilobit gözü mükemmel detaylar sergileyen, son derece kompleks bir yapıdır. Alt parçaları son derece hassas ayarlamalarla birbirine bağlanmıştır ve gözün fonksiyonel bütünlüğü bu sayede mümkün olmaktadır.
Gözdeki bu ayarlamalar adeta bir mucizeler zinciri ortaya koymaktadır. Lensler, özel olarak kalkit ve kitin malzemelerinden oluşmaktadır. Bu iki malzemenin kırılma indisi arasında mükemmel bir uyum vardır. Eğer kitin değil de başka bir malzeme lensin altında bulunacak olsaydı trilobit gözündeki bu mükemmel odaklama mümkün olmayacaktı. Veya kalkitin de kristal formu değil de başka bir formu olsaydı, lensler şeffaflık özelliğine sahip olmayacaktı. Mercek eğer ikili yapıda olmasa, sadece kalkitten yapılma ön lens mevcut olsa, trilobit, yaşam alanı olan su altında göremeyecek, gözleri işe yaramaz olacaktı. Eğer kalkit ve kitin arasındaki etkileşim yüzeyinin şekli Huygens ve Descartes'ın matematiksel olarak hesapladıkları eğriler değil de başka eğriler olsaydı, ışığın mükemmel şekilde odaklanması yine mümkün olmayacaktı. Yine eğer, bu eğri boyunca dizilen magnezyum atomlarınının miktarı biraz az ya da fazla olsaydı, lensler ışığın sapmasını gideremeyecek, diğer tüm koşullar yerli yerinde olsa dahi, göz yine etkin bir şekilde işlevini yerine getiremeyecekti. Bu mucizeler zinciri kaçınılmaz olarak bazı çok önemli soruları beraberinde getirmektedir:
Acaba trilobit bu göz sistemine nasıl sahip olmuştur? Kalkitin kristal formları nasıl olup da canlının göz bölgesinde mükemmel bir şekilde dizilmiş yuvarlak lensler oluşturmuştur? Kitin malzemesiyle magnezyum atomları, bu lensin altında uygun miktar ve yüzeysel birleşimde nasıl yerleşmiştir? Dört denklemli matematiksel fonksiyonlar arasında oluşturulabilecek neredeyse sayısız ihtimal arasından nasıl olup da hassas görmeyi sağlayacak yegane eğriler olan Huygens ve Descartes eğrileri bu göze entegre edilmiştir? Acaba tüm bunlar tesadüfen gerçekleşmiş olabilir mi? Veya trilobit bu göze ihtiyaç duyup tüm bunları akıl ederek, matematiksel hesaplamalar yaparak kendisi geliştirmiş olabilir mi?
Elbette trilobit gözü, tesadüflerin de trilobitin kendisinin de bir ürünü değildir. Bir rasathaneye isabet eden şimşeklerin, oradaki teleskopları daha etkili bir şekilde gösteren cihazlara dönüştürmeyeceği, bunun yerine onları tahrip edeceği açıktır.
Trilobit, tüm bu kusursuz ayarlamaların ancak taşıyıcısı, sergileyicisi olabilir. Kuşkusuz tüm bu üstün yaratılış alemlerin Rabbi olan Allah'a aittir. Trilobitin gözü, Allah'ın üstün sanatının tüm çarpıcılığıyla sergilendiği bir eserdir. Allah kusursuz yaratandır, trilobit ve diğer tüm canlıları da yoktan var etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder