Evrimciler Sahte Delillerle Sistemli Biçimde Yalan Söylerler
Darwinist propagandanın temelinde, bir yalanın sürekli olarak tekrarı vardır. Yalan sürekli ve belli tekrarlarla söylendikçe, bilim adamları, dünyaca tanınmış dergiler ve gazeteler bu yalana ortak çıktıkça bir kısım bilgisiz insanlar buna inanmaya başlamıştır. İşte Darwinizm’in üreyip genişlediği ortam böyle bir ortamdır.
Evrimciler, tekellerine aldıkları bazı basın yayın araçları yoluyla ilk başta oldukça tepki çeken evrim fikrini derinden ve sessizce yaymışlar, bir kitle hipnozu meydana getirmişlerdir.
Evrimcilerin tekelindeki dergiler, gazeteler, televizyonlar ve diğer yayın organları vasıtasıyla, evrimin bir gerçek olduğuna dair aldatıcı telkinler verilmiştir. Bu telkin halen devam etmektedir.
İnsanlar üzerinde büyü etkisi oluşturabilmek için sahte resimler, rekonstrüksiyonlar, sahte fosiller, sahte çizimler oluşturup görsel telkin metodları geliştirmişlerdir.
Tarihin en büyük sahtekarlığı olmasına rağmen evrimi, okul müfredatlarına bir bilimmiş gibi dahil etmişlerdir.
Darwinist diktatörlük bütün dünyada evrimi koruması altına almış, bazı devlet yönetimleri bu koruyuculuğu bizzat üstlenmiştir. Evrime karşı gelmek adeta bir milli suç sayılmış, insanlar, okullar, idareler bu sebeple mahkemeye verilmiştir.
Bilim, tümüyle evrimi reddetmiş olmasına rağmen, Darwinistler evrime inananları bilimsel, inanmayanları bilim dışı ilan etmişler ve bu telkin sonucunda evrimi reddedenlerin toplumdan dışlanmasını amaç edinmişlerdir.
Evrimcilerin Kabul Görmesi İçin Yüzlerce Yıl Çaba Harcadıkları Teorileri İki Temel Delille Birkaç Dakika İçinde Yerle Bir Edilmiştir
Tek bir proteinin varlığı evrimi yıkmıştır. Darwinistler istedikleri kadar içi formüllerle dolu aldatıcı kitaplar yazsınlar, istedikleri kadar sahte fosiller oluştursunlar, Yaratılışa dair bilimsel delillere istedikleri kadar demagojik saldırılarda bulunsunlar, istedikleri kadar her tarafa hayali çizimlerle doldurdukları kartondan afişler yapıştırıp bunu evrim sergisi diye tanıtıp dursunlar, gülünç duruma düşmekten kurtulamamaktadırlar. Çünkü Darwinistler daha TEK BİR PROTEİNİN NASIL MEYDANA GELDİĞİNİ BİLE AÇIKLAYAMAMAKTADIRLAR.
Canlıların en temel yapıtaşı olan proteinin tek başına ortaya çıkma ihtimali SIFIRDIR. Çünkü bir proteinin oluşması için 100 KADAR PROTEİNİN o sırada o bölgede zaten hazır bulunması ŞARTTIR. Bu olağanüstü komplekslikteki yapının muhteşem detaylarına girmeye bile gerek yoktur. Başka proteinler olmadan bir proteinin oluşmayacağı gerçeği –tek başına- DARWİNİZM’İ EN TEMELİNDEN YERLE BİR ETMEKTEDİR. Evrimcilerin tek bir protein karşısındaki hezimeti bununla bitmez.
Ayrıca,
Tek bir proteinin oluşması için DNA gerekir
Protein olmadan DNA oluşamaz
DNA olmadan protein oluşamaz
Protein olmadan protein oluşamaz
Protein yapımında görev alan proteinlerin bir tanesi bile eksik olsa protein var olamaz
Ribozom olmadan protein oluşmaz
RNA olmadan protein oluşmaz
ATP olmadan protein oluşmaz
ATP’yi üretecek mitokondri olmadan da protein oluşmaz.
Hücre çekirdeği olmadan protein oluşmaz
Sitoplazma olmadan da protein oluşmaz
Hücredeki organellerden bir tanesi eksik olsa protein oluşamaz
Hücredeki bütün organellerin var olması ve çalışması için de proteinler gereklidir
Bu organeller olmadan da hiçbir şekilde protein olmaz.
Kısacası,
BİR PROTEİNİN VAR OLMASI İÇİN HÜCRENİN TAMAMI GEREKİR. Hücre, bugün incelediğimiz ve çok az bir kısmını anlayabildiğimiz mükemmel kompleks yapısı ile var olmadığı sürece, TEK BİR TANE BİLE PROTEİN MEYDANA GELEMEZ.
Görüldüğü gibi evrim teorisi, daha başlangıç aşamasında muazzam bir çöküş ile çökmüş durumdadır. Bir protein karşısında çaresiz kalan Darwinistlerin yeryüzündeki canlı çeşitliliği konusunda insanları aldatmaya çalışmaları, evrim sahtekarlığının ne kadar ciddi boyutlarda olduğunun açık göstergesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder