21 Mayıs 2013 Salı

KAPLAN KAFATASI


     Evrimcilerin, kaplanların sözde evrimsel atasını gösterme gayretleri boşunadır. Fosiller, kaplanların herhangi bir canlıdan türemediklerini, hep kaplan olarak var olduklarını ispatlamıştır. 80 milyon yıl önce yaşamış olan kaplanların, günümüz kaplanlarıyla aynı olduğunu gösteren resimdeki fosil, tüm evrimci iddiaları susturmaktadır. Canlılar, mutasyonların ve kör tesadüflerin neticesinde meydana gelmemiştir. Tüm canlı türlerini, üstün yaratma gücüne sahip olan Yüce Allah yaratmıştır.

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

DİŞBUDAK AĞACI YAPRAĞI VE SEKOYA DALLARI


     Günümüzde Kuzey Amerika"da yaşamakta olan dişbudak ağacı, orta boylu ve büyük ağaçlar kategorisindedir. Kendisi gibi büyük bir ağaç olan sekoya bitkisi ile birlikte günümüzden 50 milyon yıl önce de Kuzey Amerika"da (Kanada"da) varlığını sürdürmüş ve günümüzdeki aynı şekli ile, aynı özelliklerle yaşamıştır. Bu gerçeği bize en mükemmel şekilde kanıtlayan fosil kayıtları, inkar edilemeyecek kesin bir delildir. Mükemmel örnekler, taşlaşmış kalıntıların üzerinde tüm detayları gösterir şekildedir.

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

KEMİKLİ TURNA BALIĞI


     Bilinen en eski örnekleri yaklaşık 180 milyon yıl önce yaşamış olan kemikli turna balıkları birer yaşayan fosil örneğidirler. Resimde görülen kemikli turna balığı fosili ise 50 milyon yaşındadır. On milyonlarca yıldır aynı olan kemikli turna balıkları evrimi çürütmektedir.

     Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

17 Mayıs 2013 Cuma

STROMATOLİT


     Yaklaşık 2.4 milyar yıllık bu stromatolit fosili, yeryüzünün bilinen en yaşlı mikro canlıları olan siyanobakteri kolonilerine aittir. Stromatolitlerin incelenmesiyle milyarlarca yıl öncesine ışık tutulmuş ve dönemin iklimi, jeolojisi, canlı çeşitliliği ve coğrafyasına ilişkin veriler elde edilmiştir.

Kalsiyum karbonat (kireçtaşı) büyüyen bakteri lifleri üzerinde biriktikçe zamanla katmanlar oluşturur. Bakterilerin çevrelerindeki sudan karbondioksit kullanarak fotosentez yapmaları bu birikimi başlatır.

Suda çökelen tanecikler ile birlikte mineraller bakteri kolonilerini saran yapışkan sıvı içinde tutsak kalırlar ve tortul madde içerisinde yukarıya doğru büyümeye devam ederek, sürekli yeni bir tabaka meydana getirirler.

Bu süreç defalarca tekrarlanır ve tortul katmanları oluşur. Bu oluşum günümüzde hala devam etmektedir.

3,9 milyar yıl kadar öncesine giden fosilleşmiş stromatolitlere tüm kıtaların tortul kayalarında rastlamak mümkündür.


     Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

Uğur Böceği



     Eğer canlılar Darwinistlerin iddia ettikleri gibi sözde ortak bir atadan türemiş olsalardı, amber içinde görülen 25 milyon yıllık uğur böceğinin günümüzde yaşayan örneklerinden farklı olması gerekirdi ancak fosilde de görüldüğü gibi hiçbir fark yoktur. Paleontoloji, canlıların değişim geçirmeden günümüze kadar geldiğini ispat ederek evrimcilerin asılsız iddialarını cevaplamaktadır.

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

GEKO


     Tüm canlılığın bilinçsiz, amaçsız bir tesadüfler sürecinin ürünü olduğu düşüncesi, bir 19. yüzyıl hurafesidir. Bugüne kadar elde edilen tüm somut bulgular, evrimin hurafeden ibaret olduğunu teyit etmiştir. Bunlardan biri de fosil kayıtlarıdır. Evrimcilerin hayalindeki süreç, fosiller tarafından hiçbir zaman desteklenmemiştir.

     Canlılar resimdeki 206-144 milyon yıllık Geko fosili örneğinde görüldüğü gibi, yüz milyonlarca yıl boyunca aynı kalmışlardır. Bu aynılık, evrimin yaşanmadığının en önemli ispatlarından biridir.

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

16 Mayıs 2013 Perşembe

NAUTILUS


      Günümüzde yaşayan nautilusların aynısı olan 113 – 97 milyon yıl önce yaşamış nautiluslar, evrimin büyük bir yalandan ibaret olduğunu bir kez daha göstermektedir.

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

AKDİKEN AĞACI YAPRAĞI


          Darwinistler, hayvanlar aleminin fosil kayıtlarındaki değişmezliğini açıklayamadıkları gibi, bitkiler alemindeki değişmezliği de açıklayamazlar. Binlerce hayvan türünün yanında, sayısız bitki türü de fosil kayıtlarında hiçbir değişim göstermeden milyonlarca hatta yüz milyonlarca yıl boyunca gözlemlenmektedir. Bunlardan bir örnek 50 milyon yıllık, Eosen dönemine (54-37 milyon yıl) ait akdiken yaprağıdır. Bu örnekler, sahtekarlık üzerine kurulmuş ve tamamen çıkmazda olan Darwinizm"i bilimsel olarak ortadan kaldırmaktadır.

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

IŞILDAK BALIĞI


      Işıldak balıkları, farklı okyanuslarda derin sularda yaşayan, bedeninde ışık üreten organlara sahip olan küçük balıklardır. Işık üreten sistemleri çoğunlukla karın bölgelerinde yer alır. Derin, karanlık sularda yaşadıkları için ışıklarını hem çevrelerini aydınlatmak hem de düşmanlarını tehdit etmek için kullanırlar. Söz konusu balıkların, bundan milyonlarca yıl önce de vücutlarında ışık üretebilecek son derece gelişmiş ve kompleks yapıya sahip olmaları evrimciler açısından açıklanamaz bir durumdur.

     Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

14 Mayıs 2013 Salı

DENİZANASI


     Resimde görülen 425 milyon yıllık denizanası fosilinin günümüze kadar gelmesi adeta bir mucizedir. Çünkü denizin altında yaşayan bu canlının balıklar gibi bir iskeleti yoktur, tamamen jölemsi bir yapıya sahiptir. Normal şartlarda bu hayvanın günümüze kadar gelen bir fosilinin kalmaması gerekir. Ancak Allah, evrimcilerin iddialarını geçersiz kılmak için bu canlının da fosilleşmesini sağlamış ve 425 milyon yıl öncesinden günümüze bir delil sunmuştur.

      Denizanalarının kalpleri, beyinleri, kemikleri, pulları ve gözleri yoktur. Sinir sistemleri sinir ağı biçiminde şekillenmiştir. Denizanalarının bazı türleri zehirlidir. Zehirsiz olanlarda da savunma amacıyla kullanılan biyolüminesans denen, kimyasal bir reaksiyon sonucunda meydana gelen ışığı yayma özelliği vardır. Denizanaları da tıpkı diğer canlılar gibi Allah'ın muhteşem yaratma sanatının birer tecellisidir.

     Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

KAMBUR SİNEK


     Resimde görülen 25 milyon yıl önce yaşamış olan kambur sinek evrimcilerin kökenini açıklayamadıklarını itiraf ettikleri canlılardan biridir. Evrimciler, dinozorların kuşlara dönüştüğünü iddia ederken, sinek avlamak için ön ayaklarını çırpan bazı dinozorların "kanatlanıp havalandıklarını" öne sürerler. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, sadece hayal gücünün ürünü olan bu teori, aynı zamanda çok basit bir mantık çelişkisi de içermektedir. Çünkü evrimcilerin burada uçuşun kökenini açıklamak için verdikleri örnek, yani sinek, zaten mükemmel bir uçma yeteneğine sahiptir. İnsan saniyede 10 kere bile kolunu açıp kapayamazken, bazı sinekler saniyede ortalama 1000 kez kanat çırpma yeteneğine sahiptir. Üstelik sinekler her iki kanatlarını eş zamanlı olarak aynı anda çırparlar. Eğer kanatların titreşimi arasında en ufak bir uyumsuzluk olsa sinek dengesini yitirecektir, ama hiçbir zaman böyle bir uyumsuzluk olmaz. Küçücük bir sinek fosili bile evrimin hiç yaşanmadığının çok açık bir delilidir.

     Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

MANTİS



     Mantodea alt takımında yer alan bu böceklerin bilinen 2.340 türü bulunmaktadır. Çoğu tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşayan bu canlılar türlerine göre kamuflaj olarak yeşil ya da kurumuş bir yaprağa, parlak renkli bir çiçeğe ya da karıncaya, ince bir dala veya bir likene benzer görünüme bürünebilirler. Mantisler, böcekler arasında boyunlarını iki yana hareket ettirebilen tek böcek türüdür. En üstteki resimde amber içinde görülen 54-37 milyon yıllık mantis fosili, mantislerin tüm özellikleri ile birlikte yaratıldıklarını gösteren bir delildir.

     Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

10 Mayıs 2013 Cuma

SÜNGER


      Resimde görülen sünger fosili 70 milyon yaşındadır ve günümüzdeki süngerlerden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Bu durum, evrimcilerin canlıların kökeni konusundaki iddialarını bir defa daha geçersiz kılarken, Yaratılış'ın açık bir gerçek olduğunu göstermektedir.

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

YALANCI ÇİÇEK BÖCEĞİ


     Fosiller, yalancı çiçek böceklerinin hep yalancı çiçek böceği olarak var olduklarını, başka bir canlıdan türemediklerini, herhangi bir değişime uğramadıklarını göstermektedir.Aradan geçen on milyonlarca yıla rağmen hiç değişmeyen yalancı çiçek böcekleri, Darwinistlerin iddialarını yalanlamaktadır.

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

YILAN BALIĞI


     Resimde gördüğünüz 95 milyon yıllık yayın balığı günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Bu balık tıpkı yaratılan diğer milyonlarca balık gibi evrim geçirmemiştir. Evrimcilerin iddia ettiği sudan karaya geçiş de hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Diğer canlılar gibi bu yayın balığı da, 95 milyon yıl önceki görüntüsü ve şekliyle hala yaşamaktadır.

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

YÜRÜYEN ÇALI


      Yürüyen çalı böcekleri birer kamuflaj ustasıdırlar. Görünümleri ağaç dalı veya yaprağını andırır. Üzerinde bulundukları daldan ayırt edilmeleri neredeyse imkansızdır. Bundan 45 milyon yıl önce yaşayan yürüyen çalı böcekleri de, bugünküler de kendilerini aynı sistemle düşmanlarından korumakta, aynı şekilde kamufle olmaktadırlar. Söz konusu canlıların 45 milyon yıldır değişmeyen yapıları, evrim olmadığının delilidir.

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

ZÜRAFA KAFATASI


     Zürafalar, uzun boyunlarıyla dikkat çeken canlılardır. Darwinistler bu olağanüstü canlının boynunun, yüksekteki dallara uzanırken zamanla uzadığı varsayımında bulunmuşlardır. Evrim teorisinin bu en ünlü aldatmacalarından biri, resimde görülen fosil deliliyle ortadan kalkmış bulunmaktadır. Çünkü zürafalar günümüzden 65 milyon yıl önce de aynıdırlar. Bunların sürekli değişim geçiren, dallara ulaşmak için gitgide uzamaya başlayan örneklerinden fosil kayıtlarında eser yoktur. Zürafa, bugün nasılsa, 65 milyon yıl önce de aynıdır.

    Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)

7 Mayıs 2013 Salı

DENİZ KESTANESİ


     Deniz kestaneleri, serbest hareket eden derisi dikenlilerdir. Tüm vücutları dikenlerle kaplıdır. 100 milyon yaşındaki deniz kestanesi, evrimcilerin canlıların kökenine dair tüm iddialarına meydan okumaktadır. Üstelik evrimci iddiaların geçersiz olduğunu gösteren tek canlı, deniz kestaneleri değildir.

Fosil kayıtları aradan geçen uzun jeolojik dönemlere rağmen, hiçbir değişikliğe uğramamış, yarım ve eksik olarak yaşamamış hayvanların fosilleriyle doludur. Canlıların bu kadar uzun zaman dilimleri içinde nasıl olup da hiç değişmediklerinin, evrimciler açısından akılcı ve bilimsel bir cevabı yoktur. Darwinist ön yargılara kapılmamış olanlar için ise bu sorunun cevabı açıktır: Canlılar evrim geçirmemiş, tüm canlıları Rabbimiz olan Allah yaratmıştır.

     Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)

YABAN ARISI


     25 milyon yıllık bu yaban arısının o zamanki anatomik yapısı nasılsa, şu an yaşayan yaban arılarının da anatomik yapıları aynıdır. Allah bu canlıları kusursuz şekilde yaratmıştır ve hiç bir canlı evrim sürecinden geçmemiş ve hiç bir değişime uğramamıştır.

     Dirilten ve öldüren O'dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca: "Ol" der, o da hemen oluverir. (Mü'min Suresi / 68)

AROKARYA KOZALAĞI


     Yeryüzünde, birbirinden farklı çok fazla sayıda tür yaşamaktadır. Bu canlılar, Darwinizm'i tümüyle ortadan kaldıran birbirinden kompleks özelliklerle donatılmışlardır. Darwinistler bu gerçeğe karşı bir açıklama bulamazlarken, bu canlıların milyonlarca yıl önceden günümüze ulaşan kusursuz fosilleri, onları tam anlamıyla açıklamasız bırakır. Milyonlarca yıl öncesine ait yaşayan fosiller, canlıların evrimleşmediğini, evrim teorisinin delilsiz ve tamamen geçersiz bir teori olduğunu gözler önüne sermektedir. Canlılar, tüm kompleks donanımları ve türlerine has özellikleri ile milyonlarca yıl önce de, şimdi olduğu gibi Allah'ın yarattığı birer mucizedirler.

     Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir.
 (Yasin Suresi / 82)

RİNGA BALIKLARI


     New York Üniversitesinden kimya profesörü ve DNA uzmanı olan Robert Shapiro, sadece basit bir bakteride bulunan 2.000 çeşit proteinin rastlantısal olarak meydana gelme ihtimalini hesaplamıştır. Elde edilen rakam, 10 üzeri 40.000'de 1 ihtimaldir. Prof. Chandra Wickramasinghe bu rakam karşısında şu yorumu yapar:

     Bu rakam (10 üzeri 40.000) Darwin'i ve tüm evrim teorisini gömmeye yeterlidir. Bu gezegenin ya da bir başkasının üzerinde hiçbir zaman (hayatın doğabileceği) bir ilkel çorba olmamıştır ve yaşamın başlangıcı rastlantısal olarak gerçekleşemeyeceğine göre, amaçlı bir aklın ürünüdür. (F.Hoyle, C.Wickramasinghe, Evolution from Space, Simon and Schuster, s.148)

     Resimdeki 206-144 milyon yıllık ringa balığı da, balıkların hep balık olarak yaratıldıklarını, evrim geçirerek başka bir canlıya dönüşmediklerini çok net bir şekilde ispatlamaktadır. Yer katmanlarından çıkan milyonlarca fosil evrim teorisine çok ağır darbe indirmiş ve teorinin geçersizliğini kanıtlamıştır.

     Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi / 40)

SÜTBALIĞI


     Resimdeki 110 milyon yıllık sütbalığı fosili, söz konusu canlıların yüz milyon yılı aşkın zamandır değişmediklerinin delilidir. Bu delilin gösterdiği gerçek çok açık ve anlaşılırdır: Tarih boyunca evrim yaşanmamış, tüm canlıları Yüce Allah yaratmıştır.

    Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi / 117)